Pages

23 Kasım 2014 Pazar

Beden Dilinizin Gösterdiği 5 Gizli Mesaj

Beden Dilinizin Gösterdiği 5 Gizli Mesaj

Beden dili diğer adıyla sözsüz iletişim, sözlü iletişim gibi resmi bir dil değildir. Sık sık bilinçsiz olarak ortaya çıkan ve diğerlerinin üstünde güçlü bir etkiye sahip olan kolay anlaşılmayan sözsüz ipuçlarıdır.

Aşağıda birkaç yaygın ama daha az bilinen beden dili ipuçlarını paylaşıyoruz:

1) Kaşını Kaldırmak

Tanıdığınız birini gördüğünüzde kaşlarının bilinçsiz hızlı bir şekilde kalkmasıdır. Hal böyleyken diğer insanları selamlarken de fark etmeden kaşınızı kaldırırsınız. İnsan davranışlarını inceleyen İrenaus Elibl-Eibesfeldt kaşını kaldırma olayı üzerine çalışmış ve bunun evrensel bir tanıma işareti olduğunu savunmuştur.

2) Göz bebeklerinin Genişlemesi

Bir takım çalışmalar şunu gösterdi ki göz alıcı kadın resimleri göz bebekleri büyük olduğu için daha fazla ilgiyi üzerine çeker. Bu etki uzun zamanlardan beri bilinir, hatta eski Mısır’da kadınları gözbebeklerini büyütmek için zehirli güzelavrat otunu gözbebeklerine sürerdi.

3) Şaşkınlık İfadeleri

Bu işaret ellerinizi simetrik ve senkronize bir şekilde yukarıya kaldırıp başınız ile birlikte çanak şekli verilerek yaptığınızda ortaya çıkan bir harekettir. Bu hareket karşındakini anladığını belirtmek içinde kullanılır. Örneğin “Bunu daha önce duymuştum.” anlamında gözlemciler tarafından tipik pozitif bir hareket olarak görülür ve işaretin duyguyu yansıttığı söylenir.

4) Sahte ya da Kasılarak İçten Olmayan Gülümseme

Paul Ekman ve meslektaşlarının yapmış olduğu kapsamlı bir araştırma, içten bir mutluluğun duygu olan göstergesi olan gerçek gülümseme ile sahte gülümseme arasındaki farkları göstermektedir. Buradaki önemli nokta gözlerdir. Gerçek ya da refleksif ortaya artan gülümsemeniz gözlerinizden anlaşılır. Özellikle göz çevrenizde kırışıklıklar oluşur ama genel olarak başka bir kişiye sahte gülümsediğinizde “Gülüyorum ama bunu isteyerek yapmıyorum, sana ayak uyduruyorum” mesajı verirsiniz.

5) Baton ( Çubuk) İşareti
 
Bu hareket elini yumruk şekli yapıp başparmağını hafif yukarı kaldırarak yapılan bir harekettir ve konuşmada vurgu yapmak için uygun bir şekilde ve etkili bir yöntem olarak kullanılır. Eğer eski başkan Bill Clinton’ın konuşmasını izlerseniz onun etkili ve sık sık bu hareketi kullandığını göreceksiniz.

Çeviri: İnönü PDR Topluluğu Çeviri Ekibi (Maide Akıncı)

Kaynak: http://www.psychologytoday.com/blog/cutting-edge-leadership/201409/5-secret-messages-your-body-language-sends?utm_source=FacebookPost&utm_medium=FBPost&utm_campaign=FBPost

Devamını okumak için tıklayın...

20 Kasım 2014 Perşembe

Bir Narsistle İlişki Kurmak | İnönü PDR Topluluğu

Dr. Susan Krauss Whitbourne

Umass Psychology People


Çeviri: İnönü PDR Topululuğu Çeviri Ekibi (Pelin Bayındır)

    Kendini  aşırı sevme özelliği ile tanımlanan narsisizm, kendini düşünen insanlara gerçek olamayacak kadar olumlu görünür.  Peki onların benlik algısını bir şeyler  tehdit ettiği zaman ne olur? En azından bir hata yaptıklarını ya da birilerine zarar verdiklerini bilmek hatalarını kabul etmeye yol açacaktır.  Bununla birlikte, böyle bir kabul de en azından gururlarının bir kısmını yutmak gerektiği anlamına gelir.
      Önceki bloğumda kendini kabul etme ve ruh hali, öz saygı ve depresyon eğilimli düşünceler arasındaki ilişkiyi belirlemek için araştırmacıların ilgi odağı olan bir araştırma rapor ettim. Kendini kabulü yüksek olan insanlar sezgilere aykırı bir şekilde özsaygısı düşük hale gelirler. Ortalama bir öz kabulün altında olmayan türden bir kendini kabullenme hoş ve sağlıklı bir öz saygıya sahip olmayı hemen hemen garantilerdi diye hayal edebilirdin. Ancak, böyle bir birey tam olarak kendini kabullenmeye odaklanır ki bu kendini kabulleniş birey için öz saygı problemleri oluşturur.

   Kendini ve tüm hatalarını kabullendiğin zaman, özellikle özsaygıya odaklanman gerekmez. Bunun yerine mümkün olduğu kadar ne yapacağına odaklanırsın. Pozitif bir benlik duygusuna sahip olabilirsiniz ama onu büyük ölçüde boşa harcayamazsınız. Eğer bir hata yaparsanız ya da birileri sizi eleştirirse, bu dünyanın sonu değildir.

  Narsisizmi  yüksek olan insanlar kendilerinin değerli olduğunu kanıtlamak yada daha önemlisi değersizlik korkusu nedeniyle sürekli tetikte olurlar. Örneğin hem kendilerinin hem de tanıdıkları insanların dış görünüşüne çok fazla odaklanabilirler. Sürekli olarak aynada yüzlerini, saçlarını, kendilerini incelerler. Bu bir tetikte olma durumudur. Toplumun mükemmellik görüntüsüne daha fazla uygun olamamaktan korktukları için yaşlanmaktan çok korkarlar. Kendilerinde ya da başkalarında olan gösterişsizlik korku ve endişe ile kafa yordukları bir durumdur.


   Narsisist insanların yargılayıcı özellikleri nedeniyle onun beğenmediği bir şeyi yaptığınız zaman bunu hemen anlarsınız.  Eğer sizin eylemleriniz onların üzerinde olumsuz bir görüş oluşmasına neden oluyorsa buna özellikle kızarlar. Onlar, siz dahil herkesin, onun kendisine dair olan değerlerini ve düşüncelerini paylaştığına inanırlar. Onlarla karşılaştığınızda 100% kabullenme göstermiyorsanız kendilerini kızgın hissederler. Biri ile ilişki içinde olduğun zaman çok sinir bozucu olabilirler.

       Narsisistler, ilişkilerde başka çıldırtan niteliklere sahiplerdir. İlişkilerinde düşük seviyede bağlılık göstermeye, ihtiyaçlarına daha az karşılık vermeye meyillidirler ve bir hata yaptığınız zaman size affetmeleri neredeyse imkânsızdır. Eleştiriyi sevmezler ve kendilerini korumak için mücadele ederler. Arkadaşlarının ve partnerlerinin başarılarını kendi gösterişli niteliklerine tehdit olarak algılarlar çünkü ruhlarındaki benlik duygusu zayıftır. Narsist bir bireyle ilişki içindeyken bu ilişkiyi devam ettirebilmek için onu sürekli övmeniz gerekir. Anlaşmazlığın ilk noktası korkunç tehditler olmaya başlar.

      Onunla ilgili olan anlaşmazlığınızı açıkladığınız romantik çatışmalar narsist insanların maruz kalabileceği birçok tehditten biridir. Narsizmi yüksek olan insanların bu koşullar altında ne yaptıklarını test etmek için New England Üniversitesi psikoloğu Julie Longua Peterson ve Chicago Loyola Üniversitesi psikoloğu Tracy DeHart gözlemsel bir çalışma yönettiler(2014). 204 lisans çifti daha önce maruz kaldığı bir olayı yeniden canlandırdı. Katılımcıların onların narsist eğilimlerini, ilişkideki kırılganlıklarını hislerini ve ruhsal hallerini değerlendirmek için anketi tamamlamaları istendi.

      Çiftlerin argümanlarından yapılan videolardan, araştırmacılar, partneri eleştirme, partner hakkında şikayet, hakaret yada takma isim, sinir krizi yada bağrışma ve alaycı yanıt gibi negatif boyutlardan onların davranışlarını değerlendirdiler. Bu olumsuz davranışlarla mücadele için onların anlayış yada uyuşma, ilgi yada endişe, empati yada aşkın şüphelerini ve endişelerini gidermeye çalışma eğilimleri de  değerlendirildi.

  Beklenildiği gibi, Peterson ve DeHart ilişkilerde anlaşmazlığa maruz kalındığında narsistlerin saldırıya geçmeye daha yatkın olduklarını buldular. Yine de, kurs boyunca kendi argümanlarını yeniden yaşamlarına ragmen sihirli bir şekilde partnerlerinin daha az değil de daha çok kendilerine bağlanmaya başladıklarına inanabildiler. Her ne kadar davranışları ilişki için zararlı olsa da, onlara sağdık kalan eşlerinin dışında başka hiçbir şey hayal edemediler.

   Davranışlarının ilişki için zararlı olduğunu kabul etmek herkes için zordur ama özellikle narsizmi yüksek olan insanlar bunu yapmaya gönülsüz görünürler. Peterson ve DeHart’a göre kendini kandırmanın bu türü ile meşgul olmak bu bireyleri kendi zayıflıklarını tanımaktan korumaya yardımcı olur.

  Kendini kabul konusuna dönersek, Peterson ve DeHart’ın çalışmaları argümanlardaki suçluluklarını kabullenmede onları neyin dirençli yaptığının, kendilerini yargılayıcı tavırları olabileceğini ortaya koyuyor. Anlaşmazlıklarda bir rol oynadığını kabul etmek, hayal ettikleri gibi mükemmel olmadıklarını kabul etmek zorunda kaldıkları anlamına gelir.

  Narsistlerin ruhsal hayatına böyle bir bakış size daha fazla empati verebilir. Kendini kabulde yetersiz olmak eğlenceli değil ve insanlar ,her kim olursa olsun, kabiliyetleri ve onların içindekiler hakkında asla bir şey hissedemezler. Tüm bunlara odaklanmayı bir kenara bırakmak, sizin ve narsist arkadaşınızın hayatını daha yaşanılabilir hale getirecektir.


Devamını okumak için tıklayın...

İd ve Süperegonun Mücadelesi


Devamını okumak için tıklayın...