Pages

22 Ocak 2013 Salı

Abbas Güçlü "Felsefe grubu öğretmenlerinin önü açılmalı" diyor.

Abbas Güçlü Ne Yapıyor... yine alandışı atamaların önünün açmak için kamuoyu yaratmanın derdinde. Biz bazı üniversitelerdeki PDR bölümlerinin yeterli öğretim görevlisi olmadığı için kapatılmasını istiyorken 5-10 kredi sadece psikoloji dersi alanların Psikolojik Danışman olarak atanması için kamu oyu oluşturmaya çalışmasını esefle kınıyoruz. İşte abbasguclu.com internet sitesindeki yazı; 

Okullarda son dönemlerde yaşanan şiddet olayları gözleri yeniden rehber öğretmenlerine çevirdi. 40 bin rehber öğretmen norm kadrosu olan MEB bünyesinde sadece 16 bin civarında rehber öğretmen bulunuyor

Öğrencisi tarafından öldürülen ya da şiddet gören öğretmenler, sınıfa pompalı tüfekle gelen öğrenciler, arkadaşlarının gözü önünde intihar eden gençler... Amerika ve Avrupa'dan duymaya alışkın olduğumuz bu haberlerin benzerleri Türkiye'de de sıkça yaşanır hale geldi. Bu olaylar, 'Okullarda rehber öğretmen sayısı yeterli mi ve rehberlik birimleri görevlerini ne kadar yerine getiriyor?' sorusunu sorduruyor.
Pendik'te bir ilköğretim okulunda görev yapıyor D.K. Rehberlik birimlerinden yeterince verim alınamamasının önündeki en büyük engellerden birini şöyle açıklıyor: "3 binin üzerinde öğrencisi olan bir okulda görev yapıyorum. Birinci kademede bin beş yüz öğrencimiz var ve tek rehber öğretmen benim. Bu kadar öğrenciye yetişmem mümkün değil. Bildiğim kadarıyla Avrupa'da 250 öğrenciye bir rehber öğretmen düşüyor. Türkiye'de ise hiç rehber öğretmeni olmayan binlerce okul var. Çok fazla öğrencimiz olduğu için sadece problemleri olanlarla ilgilenebiliyoruz. Diğerleri arada kaynıyor. Oysa onların da yönlendirilmeye ihtiyacı var. Öğrenci fazla rehber öğretmen az olunca bu, rehber öğretmenlerin motivasyonunu olumsuz etkiliyor. Kimi nasıl olsa hepsiyle ilgilenmem mümkün değil diyor ve yapabileceklerini yapmıyor ve hakkımızda yapılan 'Rehber öğretmenler bütün gün boş boş oturuyor' eleştirileri çıkarmış oluyorlar."
Rehberlik derslerinde türkü söylettiriliyor
Diyarbakır'da bir lisede görev yapan F.O. da bir başka soruna dikkat çekiyor: "Sene başında sınıf rehber öğretmenlerine her hafta rehberlik derslerinde işleyecekleri etkinlik planını veriyoruz. Ancak maalesef verdiğimiz planlar uygulanmıyor, dersler ya film izletilerek ya da türkü söyletilerek boş geçiriliyor. Oysa o planlarda öğrencileri şiddet, taciz, verimli ders çalışma teknikleri, meslek seçimi gibi konularda bilgilendirecek faydalı konular bulunuyor. Rehberlik öğretmenlerinin, idare, sınıf rehber öğretmenleri ve velilerin desteği olmadan tek başına sorunları çözmesi beklenmemeli. Elimizde sihirli değnek yok ki!"
Benzer bir soruna değiniyor Bakırköy'de görev yapan K.Ç.: "İş yükümüz çok fazla. Müdürüm, 'Ne gerek var bu kadar kendini hırpalamaya?' diyor. Önceki müdür ise başkanlığını yaptığı rehberlik yürütme toplantılarına bile katılmaz, sen halledersin derdi. Sonra da çocuklar 'sorunlu' diye şikâyet ediyoruz. Peki, biz üstümüze düşen görevi ne kadar yerine getiriyoruz?" Öğretmenlerin çoğu verdiğimiz programları kâğıt üzerinde uygulamış gibi gösteriyor. Öğretmenleri denetleme gibi yetkimiz yok. Buna rağmen müdür, 'siz denetleyin' diyor. Bir öğretmen diğerini nasıl denetler?"
Beyoğlu'nda görev yapan R.S'nin söyledikleri yürek burkuyor: "Okulda göreve başladığım ilk gün müdür yardımcısı zil çaldığı için öğrencileri derse sokmaya çalışıyordu. Girmediklerini görünce 'Geri zekalılar, hayvanlar girin içeri çabuk'! diye koridoru inletti. Müdür ise öğrencilerden bahsederken bunların hepsi 'canlı bomba' terimini kullanıyordu. Böyle bir yaklaşımla hangi çocuğa yardımcı olabiliriz ki? Sabır sınırlarını zorlayan öğrenciler var. Çalıştığım okulda sayıları hiç de az değil. Ancak onların evde baş ettikleri sıkıntıları bir bilseler... Çocuk okulda da aradığı şefkat ve ilgiyi göremeyince iyice agresifleşiyor."
Babası tarafından cinsel istismara uğrayan kız çocukları, ailesinden gördüğü şiddetten ötürü evden kaçmak zorunda kalan gençler, annesi öldüğü için evin sorumluluklarını yerine getirmekten 3. sınıfa geçmiş ancak hala okuma yazma bilmeyen öğrenciler... Rehber öğretmenleri bu tarz olaylarla son yıllarda daha çok karşılaştıklarını ve böyle öğrencilerin şiddete eğilimli olması ya da sınıf ortamında problem çıkarmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiyorlar.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nden görüştüğümüz bir yetkili, bakanlığın en uygun puanla rehber öğretmen atamalarını yaptığını söylüyor ve ekliyor: "Bu sene İstanbul'a 1200 norm kadro açıldı ve müracaat eden herkes atandı. Sorun bakanlıkta değil, üniversitelerin kontejanlarıyla ilgili bir durum. Buna rağmen rehber öğretmen sayısı az olan ilçelere valilik onayıyla takviye yapıyoruz. Şu anda önceki yıllara göre rehber öğretmen sayısı çok daha iyi. Bin beş yüz öğrenciye bir rehber öğretmen düşüyor düşmesine de bu öğrencilerin hepsi problemli değil ki!"
Okulların risk haritalarını çıkarmak şart
Adem Solak (Üsküdar Üniversitesi Şiddet ve Suçla Mücadele Merkezi Müdürü): Yılda yaklaşık bir milyon çocuk fail ya da mağdur olarak adliye kayıtlarında yer almakta. Çeşitlenen ve radikalleşen çocuk suçları ve mağduriyetleri karşısında Milli Eğitim Bakanlığı gerekli düzenlemeleri yapamadı. 40 bin rehber öğretmen norm kadrosu olan MEB bünyesinde sadece 16 bin civarında rehber öğretmen bulunuyor. İlgili mevzuat, gelişen ihtiyaçlar, bilimsel raporlar rehberlik hizmetlerine psikolog, sosyolog ve diğer ilgili uzmanların acilen yer almasını öngördüğü halde henüz bakanlık bu yönde adım atmadı. Dünyada sosyolog kadrosu olmayan tek eğitim bakanlığı bildiğim kadarıyla bizim bakanlığımız! Bugün okullardaki öğrenci sorunları sadece bireysel sorunlar değil daha çok aile, çevresel, medya vs. bağlantılı sorunlar. Acilen eğitim ve aile sosyologlarının devreye sokulması gerekiyor. Okullara doldurulan özel güvenlik görevlileri, okul polisleri, okul komiserleri bu kötü gidişatı asla dönüştüremez.
Çocuklarla ilgili önleyici/iyileştirici hizmetlerin milli eğitim, adalet, aile ve sağlık bakanlıklarınca acilen geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması gerekir. İllerin, ilçelerin, okulların bilimsel sosyal risk haritaları da bir an önce çıkartılmalı.Felsefe grubu öğretmenlerinin önü açılmalı
Nusret İnandı felsefe mezunu. Uzun yıllardır ataması yapılmadığı için dershanelerde rehberlik öğretmenliği yapıyor. İnandı, geçtiğimiz yıla kadar Milli Eğitim Bakanlığı'nın felsefe grubu mezunlarının rehber öğretmenlik yapabilmesine şans tanıdığını ancak bu yılki atamalarda bu uygulamayı durdurduğunu belirtiyor. İnandı, "Bakanlık devlet okullarında psikolojik danışmanlık yapacak yetkimiz olmadığı gerekçesiyle atamamızı yapmıyor. Ancak aynı bakanlık özel kurumlarda buna imkân tanıyor. Bu çelişkiye bir an önce son verilmesi gerekiyor. Şu an itibarıyla Türkiye genelinde rehber öğretmen açığı 17 bin civarında. Bu da 7 ila 9 milyon öğrencinin rehber öğretmeni olmadığının ya da rehberlik servisinden yeterince yararlanamadığının kanıtıdır. Okullarında rehber öğretmen olmayan öğrenciler herhangi bir suç işlediğinde disiplin cezasıyla okuldan atılıyor, sonrasında binbir türlü suça bulaşıyor, kötü alışkanlıklar ediniyor.

HABER KAYNAĞI İÇİN TIKLAYINIZ.

0 yorum:

Yorum Gönder